Değerler ve siyaset ilişkisi

People on scales are divided into two opposing groups.

Kavram olarak demokrasi, bir ülkede yaşayan bireyleri özgürleştirmek ve halka yönetime katılma fırsatı vermek amacıyla ortaya çıkan, temelinde ortak karar alma yönteminin yer aldığı siyasal sistemdir. Demokrasinin olmazsa olmaz unsuru ise seçimlerdir. Seçimler vasıtasıyla halkın değerleri ve tercihleri yönetime yansımaktadır. Bu sebeple, demokratik hayatın en önemli unsurlarından olan siyasal seçimlerde, seçmen tercih ve kararlarını etkileyen faktörler tespit edilmesi gereken önemli unsurlar olarak karşımıza çıkmaktadır. Değer kavramı, sosyal bilimler alanında çok farklı şekillerde tanımlanan bir kavramdır. “Değerler, arzu edilen, bireylerin yaşamlarında kılavuzluk görevi üstlenen, önem dereceleri farklı olan ve durum ötesi amaçlar, gayelerdir” (Mehmedoğlu, 2006:799). Değerler, bireyin veya İnsan topluluklarının, davranış ve eylem seçeneklerinden açık veya kapalı şekilde tercih edileni ifade etmektedir (Güvenç, 1976: 29-30).

Değer kavramı öznel ve toplumcu perspektiflerden farklı tanımlanmaktadır. Birey perspektifinden değer, uğraşılması, çaba gösterilmesi, gerçekleştirilmesi gereken, genellikle de benimsenen nesne, olay ve olguların genelde kendilerinde bulunmayan ancak insanlar tarafından bireysel ve öznel olarak atfedilen niteliktir. Toplumsal açıdan değer ise bir sosyal grubun ya da toplumun bütününün kendi varlık, birlik, işleyiş ve devamını sağlamak ve sürdürmek için üyelerinin çoğunluğu tarafından uygun ve gerekli oldukları kabul edilen aynı üyelerin ortak duygu, düşünce, amaç ve çıkarlarını yansıtan, genelleştirilmiş ilke ve inançlardır (Özlem, 2002:283). Değer üzerine yapılan bu tanımlardan hareketle değerlerin, bireylerin

amaçlarını, hedeflerini, seçim ve tercihlerini etkileyen sosyo-psikolojik unsurlar olduğu söylenebilmektedir.

Günümüzde değer kavramının en revaçta olduğu ve ilgi gördüğü alan siyaset bilimi veya siyaset felsefesi olup bu literatürde kavram etrafında ayrıntılı çalışmalar yapılmaktadır. Siyaset felsefesindeki tartışmalar daha çok genel olgular ve bireylerin öznel değerlendirmeleri arasındaki ilişkiyi esas alan soyut tartışmalar etrafında yoğunlaşırken, siyaset bilimi literatüründeki değer kavramı, çalışma konusunu teşkil eden kitlelerin dünyalarını hangi şekilde değerlendirdiklerini, kendileri için neleri hangi ölçüde değerli buldukları gibi konular etrafında şekillenmektedir. Siyaset bilimi çalışmalarında ortaya çıkan ortak tanıma göre bireyler dünyaya, olaylara, yaşama, siyasal eylemlere, siyasal kurumlara, inanç sistemlerine, sosyal ilişkilere, toplumsal aktörlere, kısaca yaşamın tümüne belli değerlerin penceresinden bakmakta

ve bu pencereden hareketle dünyada olup bitenlere anlam yüklemektedir (Çaha, 2008:1-2).

Siyaset bilimi literatüründe yaygın bir etki alanına sahip bulunmakta olan “siyasal değer” kavramı, insanın dünyaya, kendisini ilgilendiren olaylara, kurumlara, aktörlere, sosyal ya da siyasal işleyişe yönelmede kullandığı bir çerçeve olarak kabul edilmektedir. Değer, bireyin kendi yaşamına yön verirken ya da toplumsal ve siyasal yaşamı anlamlandırırken sahip olduğu kanaat, tutum, düşünce ve izlenimlerdir. Değerlerin bir boyutu bireyin iç dünyasında beslediği kanaat ve düşüncelerden oluşurken, diğer boyutu ise bireyin bu kanaat ve düşünceden hareketle yöneldiği eylemler dizisinden oluşmaktadır. Bu nedenle siyasal değeri analiz ederken bireyin yöneldiği veya gerçekleştirdiği pratikleri de göz önünde bulundurmak gerekmektedir.

Türk toplumuna yeni projeler getirme ve yön verme hedefi taşıyan siyasetçilerin toplumun değer yapısını iyi bilmeleri ve o değerler sisteminin hangi yöne doğru seyrettiğini iyi tespit etmeleri, ileri sürülecek projelerin sağlıklı olması ve hayata geçirilebilmesi bakımından büyük önem taşımaktadır. Bu sebeple Türk toplumunda değer-siyaset ilişkisine odaklanan çalışmalara duyulan ihtiyaç da artmaktadır (Çaha, 2008:2-3).

Değerlerin bireylerin ve insan topluluklarının davranış ve tutumlarına yönelik olan belirleyici etkisi tabii biçimde toplumların siyasi tercih ve kararlarında da etkili olmaktadır. Konuyla ilgili yapılan çeşitli araştırmalar seçmenlerin siyasilerin konuşmalarını değer, üslup, ideoloji, vaat, gündem sorunlarına bakış ve kazanma olasılıklarını göz önüne alarak değerlendirmelerde bulunduklarını ortaya koymuştur (Köse ve Yılmaz, 2012:11). Bu sebeple siyasi aktörlerin söylemlerini değerleri dikkate alarak analiz etmek, toplumun siyasi tercihlerinde etkili olan kriterleri çözümleyerek ortaya koyabilmek açısından önemlidir.

Schwartz’a göre insanların sahip olduğu temel değerlerle oy verme eylemi arasında yakın ilişki bulunmaktadır (Schwartz et.al.,2010: 423). Schwartz; değerleri, bireylerin kendileri de dahil olmak üzere diğer insanları ve olayları değerlendirmek, eylemleri arasından seçimde bulunmak ve seçtikleri eylemleri meşrulaştırmak amacıyla kullandıkları ölçütler olarak tanımlar (1994). Schwartz’a göre insanların temel evrensel ihtiyaçları, değerlerin temelini oluşturmaktadır (Bardi ve Schwartz, 2003: 1208). Değerler, ihtiyaçlara benzer şekilde davranışları güdüleyebilmektedir (Bardi ve Schwartz, 2001) fakat değerler vaziyet ve şartlardan bağımsız bir biçimde tutumları ve davranışları yönlendirme yetisine sahip olan üst düzey yapılardır (Schwartz, 1996, 2006). Schwartz değerleri; güç, başarı, hazcılık, teşvik, kendine yönelme, evrenselcilik, geleneksellik, uyum, güvenlik olmak üzere ona ayırmıştır. Her bir değer kendi içinde alt değerlere ayrılmakta böylelikle toplamda 57 değerden oluşan bir ölçek karşımıza çıkmaktadır (Schwartz, 2012, s. 4 – 7). Bu değerler aşağıda sıralanmaktadır:

a)Güç: Sosyal güç, zenginlik, otorite, kamusal imajı korumak, sosyal tanınma.

b)Başarı: Başarılı olmak, hırslı olmak, yetenekli olmak, akıllı olmak, etkili olmak, kendine saygı.

c)Hazcılık: Zevk, hayattan zevk almak

d)Teşvik: İlginç bir hayat yaşamak, değişik/farklı yaşam, cesur olmak.

e)Kendine yönelme: Özgürlük, yaratıcılık, bağımsızlık, kendi amaçlarını belirleme,

merak

f)Evrenselcilik: Çevreyi koruma, güzel bir dünya, doğa ile bütünleşme, açık fikirli

olmak, sosyal adalet, bilgelik, eşitlik, barışçıl bir dünya, iç uyum.

g)Yardımseverlik: Yardımsever olmak, dürüstlük, affedici olma, sadık olmak,

sorumluluk sahibi olmak, gerçek dostluk, manevi bir yaşam, olgun sevgi, anlamlı bir

yaşam sürme

h)Geleneksellik: Dindar olmak , bize sunulan hayatı kabul etme, alçak gönüllülük ,

ılımlı olmak, geleneklere saygılı olmak, dünyevi işlerden uzaklaşmak

Siyasal değerler ve seçimlere odaklanan çok sayıda çalışma bulunmaktadır. Piurko, Schwartz ve Davidov’un (2011) Avrupa Sosyal Araştırmasında yer alan verilerden yararlanarak gerçekleştirdikleri bir araştırmada kişisel değerler ile siyasi yönelimde belirleyici olan sosyo-demografik değişkenler arasında karşılaştırma yapmışlardır. Yapılan karşılaştırmalar sonucunda değerlerin liberal ülkelerde sosyo-demografik değişkenlere kıyasla daha belirleyici olduğu, geleneksel ülkelerde ise bunun tam tersine, sosyo-demografik unsurların etkili olduğunu ortaya koymuşlardır. Lane ve Erson (2005), “Culture and Politics: A Compoarative Approach” adlı çalışmalarında, siyasal değerler ile siyasal ideolojiler arasında keskin sınırlar bulunduğunu, geçerli siyasal değerlerin dönemin siyasetinin değişmesiyle değişikliğe uğrayabileceğini ifade etmişlerdir. İtalya’da 1994 yılında gerçekleştirilen seçimlerle ilgili bir çalışma gerçekleştiren Caprara ve arkadaşları (2006) seçmenin kendine ait özellikleri ile siyasal tercihleri arasında anlamlı bir ilişki olduğunu ifade etmişlerdir. Çaha (2008), Türk toplumunun seçim davranışlarında etkili olan değerlerin genel olarak “sistemle”, “insan haklarıyla”, “dinsel yaşamla” ve “ekonomik politikalarla” ilgili değerler olduğunu belirtmektedir. Toplumun söz konusu değerlere yüklediği anlamlar önem ve sahiplenme derecesine göre sıralandığında ise insan haklarıyla ilgili değerlerin ilk sırada, ekonomik politikalarla ilgili değerlerin ise son sırada yer aldığını ifade etmektedir. Başlevent ve Kirmanoğlu’nun (2010), Avrupa Sosyal Anketi’nden elde edilen veriler aracılığıyla gerçekleştirdikleri araştırmada, Türk seçmenin kişisel değerlerinin siyasal tercihleri üzerindeki etkisini incelemişlerdir. Söz konusu değerlerin Türkiye’deki iki ana siyasi parti konumunda olan Adalet ve Kalkınma Partisi ve Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy verme kararına etkisini inceledikleri çalışmada, değişime açıklık ve kendine yönelme değerlerinin Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verme kararını olumsuz, Cumhuriyet Halk Partisine oy verme kararını ise olumlu olarak etkilediğini ortaya koymuşlardır. Yalın (2009) ise “Değerler siyasal iletişim sürecinde siyasal düşünce ve tercihi nasıl etkiler?” sorusundan yola çıkarak gerçekleştirdiği çalışmada Schwartz Değerler Ölçeğini temel alarak bir soru formu geliştirmiştir. İstanbul’un Sarıyer ilçesi’nde 18 yaş üstü 528 seçmen üzerinde gerçekleştirilen araştırma sonucunda ekonomi (zenginlik) ve dürüstlük değerlerinin en çok oy kazandıran değerler arasında olduğu ortaya konmuştur. Adalet ve Kalkınma Partisi’ne oy verenler sağlıklı olmak, anlamlı bir yaşam, barış içinde bir dünya, eşitlik ve aile güvenliği değerlerine önem verdiklerini ifade ederken, Cumhuriyet Halk Partisi’ne oy verenler eşitlik, barış içinde bir dünya, özgürlük, sağlık ve toplumsal düzen değerlerine önem verdiklerini ifade etmişlerdir. Milliyetçi Hareket Partisi’ne oy verenler ise manevi bir yaşam, ulusal güvenlik, eşitlik ve zeki olmak değerlerini önemli bulduklarını ifade etmişlerdir. Araştırmaya katılanlara oy verdikleri partilerin siyasi liderlerinin en sevdiği özellikleri sorulduğunda ise “dürüst olmaları” cevabını vermişlerdir. Araştırmaya katılanların seçim dönemlerinde en çok parti ya da liderlerle ilgili haberlerden etkilendiklerini ifade etmeleri ise araştırmanın siyasal değer ve siyasal iletişim boyutunu ortaya koymaktadır. Türkiye’nin de dahil olduğu 15 ülkeden elde ettikleri verilerle temel kişisel değerlerin, siyasal değerlerin temelinde yer alan ve tutarlılığı sağlayan değerler olduğu görüşünden hareket eden Schwartz ve arkadaşları (2014), sekiz çekirdek siyasal değer ve on temel kişisel değeri kullanarak gerçekleştirdikleri analizlerde, her bir siyasi değere karşı ya da destek olması beklenen temel değerleri tespit etmişlerdir. Çalışmanın sonucunda temel kişisel değerlerdeki farklılıkların siyasi düşünce üzerinde etkili olduğu saptanmıştır. Karakaş (2020), Schwartz’ın Değerler Ölçeğini temel alarak hazırladığı çalışmada, Türkiye siyasi tarihinde parlamenter demokrasi sisteminden başkanlık sistemine geçilecek olması sebebiyle oldukça önemli bir kırılma anı olan 24 Haziran 2018 Başkanlık Seçimlerini ele almıştır. Yapılan çalışmada, siyasi aktörlerin siyasi kampanyalarındaki iletişim sürecinde söylemlerinde sıklıkla yer verdikleri değerler, dönemin toplumsal ve siyasi dokusu içerisinde ele alınarak yorumlanmıştır. Araştırmada, seçime katılan cumhurbaşkanı adaylarının ve siyasi partilerin seçim kampanyalarının yoğunlaştığı 23 Mayıs 2018-23 Haziran  2018 tarihlerinde gazetelere yansıyan söylemleri analiz edilmiştir. Araştırma kapsamında incelenen gazeteler toplumun tüm ideolojik kesimlerine hitap edebilmeleri açısından Cumhuriyet, Yeni Şafak, Hürriyet, Sözcü ve Türkiye gazeteleri olarak belirlenmiştir. Çalışmada siyasi aktörlerin gazetelere yansıyan söylemlerine Schwartz Değerler Ölçeği temel alınarak nitel içerik analizi uygulanmıştır. Çalışmada, siyasi  liderlerin başarılı olmak değeri üzerinden kendilerini seçmene kabul ettirme çabalarının söylemlere sıklıkla yansıdığı tespit edilmiştir. Benzer şekilde siyasi aktörlerin sorumluluk sahibi olmak değerine atıfla “siyasi yönetimin gerekliliklerine hâkim ve yetkin” bir siyasi iktidar sözü verdikleri gözlemlenmiştir. Seçim dönemlerinde oy pusulasını elinde  bulunduran, dolayısıyla demokrasilerde en büyük güce sahip olan halkın diğer bir deyişle seçmenin, siyasi aktörler tarafından sorumlu davranmaya davet edildiği söylemler de sorumluluk sahibi olmak değeri etrafında şekillendirilmiştir. Kendi amaçlarını belirleme değeri ise siyasi aktörlerin halka kendilerini açıklamada, plan, proje ve geleceğe dönük ideallerine oy istemek amacıyla kullanılan bir değer olarak çalışma kapsamında bulgulanmıştır. Zenginlik değeri ise seçim kampanyalarında  ekonomik gelişmeleri ve yatırımları ifade etmek için sıklıkla kullanılan değerlerden  biri olarak öne çıkmıştır. Kamusal imajı korumak değeri ise vaadlerini somut hale getiren, geçmişte yapılan icraatleri gelecek için referans gösteren siyasi aktörler tarafından yoğun biçimde kullanılmıştır. Sosyal adalet ve eşitlik değerleri ise toplumdaki  refahın toplumun tüm kesimlerine eşit bir şekilde dağıtılması, toplumun tüm  kesiminin dil, din, köken ve dünya görüşü bakımından adaletli bir muameleye tabii olması gayesiyle öne çıkan bir değer olarak bulgulanmıştır. İç uyum değeri ise toplumun tüm kesimlerinin birlik ve bütünlüğünü ifade etmek, gerginlik ve  kutuplaşma ortamını ortadan kaldırmak amacıyla siyasi aktörlerin seçim  kampanyası döneminde siyasi iletişim süreçlerinde seçmene ilettikleri mesajlarında yer alan değerlerden olmuştur. Dürüstlük değeri ise, şeffaf, hesap veren ve sözünde duran iktidar vaadlerinde genişçe yer bulan bir söylem olarak bulgulanmıştır. Ülkenin güvenliğini sağlamakla ilgili olarak ulusal güvenlik değeri, siyasi aktörlerin söylemlerinde yer bulurken toplumsal düzenin ve asayişin sağlanması, hukuksuz  eylemlerin değil kanunlara riayet eden bir toplumun sağlanması amacıyla da sosyal  düzen değeri siyasi aktörlerin mesajlarında yararlandıkları değerler olmuştur.  Özgürlük değeri ise toplumun tüm kesimlerinin dillerini, inançlarını ve dünya görüşlerini özgürce ifadebilmeleri kısaca fikir, konuşma ve inanç özgürlüğünün sağlanması amacıyla öne çıkan değerlerden olmuştur. Benzer şekilde medyanın  hiçbir baskı altında kalmadan, tarafsızca görevini yerine getirmesi temennileri de  özgürlük değeri ile birlikte söylemlerde yer almıştır.

Çalışmada seçimi kazanan Recep Tayyip Erdoğan ve AKP’nin, başarı, kendi amaçlarını belirleme, kamusal imajı korumak, sorumluluk sahibi olmak ve ulusal güvenlik değerlerini kullanarak, seçmenin zihnindeki başarılı iktidar imajını korumaya çalıştığı ve geleceğe dönük başarılı ve sorumlu bir iktidar sözü verdiği bulgulanmıştır. Muhalefet adaylarının ise daha çok geçmiş hesaplaşması zeminine inşa ettikleri iletişim stratejilerinde siyasal değerleri iktidarı eleştirmek ve meydan  okumak amaçlı kullandığı saptanmıştır.

Siyaset alanı, güç elde etmek üzere çeşitli mücadelelerin yaşandığı bir  alandır. Kuşkusuz bu mücadele alanı aynı zamanda iktidarların da hâkimiyet arayışına giriştikleri bir alandır. Söz konusu sebepten dolayı, iktidar gücün dayanağı ve meşruiyet kaynağı olan değerler hâkimiyet ve mücadele alanından ayrı bir  bağlamda düşünülemez. Bu sebeple değer ve siyaset birbiriyle yakın ilişkisi olan kavramlardır.  İnsanın düşünce ve davranışlarına anlam kazandıran bir kavram olarak değerler, ekonomik, kültürel ve beşeri tüm alanlar üzerinde etkili olan sosyo-bilişsel  unsurlardır. Bu sebeple günümüzde sosyoloji, psikoloji, hukuk, siyaset, ekonomi gibi bilim alanlarında değer konusunda yapılan çalışmalar her geçen gün artmaktadır. Değerler, siyaset alanında mevcut olan ya da gerçekleştirilmek istenen düşünce ve tercihleri de yönlendiren temel unsurlardır. Değer ve siyaset alanında yapılan  çalışmalar göstermektedir ki siyasal tercihlerin ve çeşitli siyasal ideolojilerin arka  planında değerler bulunmaktadır. Bu sebeple siyasi tercihlerde değerlerin etkisinin araştırılması önem arz etmektedir. Değer ve siyasetin kesişim alanı olan siyasal iletişim de bu süreç içerisinde önemli bir role sahiptir. Siyasal iletişim ve değer söz konusu olduğunda hangi değerlerin seçmenin düşünce ve tercihinden geçerek siyasal iletişim sürecine yön verdiği ya da söz konusu süreçte hangi ortak değerlerin seçmenin tercihinde etkili olduğunu ortaya koymak, siyaset-siyasal iletişim ve değerler üçlüsünü bütüncül bir biçimde ele almak açısından oldukça önemlidir. Bu sebeple, sandıktan başarı elde etmek isteyen siyaset aktörlerinin toplumun değerler haritasını ortaya koyacak kamuoyu araştırmalarına yoğunlaşmaları ve seçmene yöneltecekleri mesajları dönemin değerler haritasına göre oluşturmaları oldukça elzemdir.

Kaynakça

Bardı, A.& Schwartz, S. H. (2003). Values and Behavior: Strength and Structure of Relations”, Personality Social Psychology Bulletin. 29, 1207- 1220.

Başlevent, Cem, Kirmanoğlu Hasan (2010). “The Role of Basic Personal Values In Voting Behavior of Turkish People”. (Ed). Mavrikos-Adamou. Problems and Issues In International Relations. Athens: ATINER: 135-148.

Caprara, Gian Vittoro., Schwartz Shalom, Michele Vecchione vd (2006). “Personality and Politics: Values, Traits, and Political Choice.” Political Psychology, 27(1): 1-28.

Çaha, Ömer (2008). Türkiye’de Seçmen Davranışı ve Siyasi Partiler. Ankara: Orion Kitapevi.

Güvenç, Bozkurt (1976). “Değerler, Tutumlar ve Davranışlar”. Şu kitapta: Der. R. Keleş. Toplum Bilimlerde Araştırma ve Yöntem. Ankara: Türkiye ve Orta Doğu Amme İdaresi Enstitüsü Yayınları, 59-77.

Karakaş, Onur (2020). Siyasal Değerler Açısından Türkiye’de Devlet  Başkanlığı Seçimi. Doktora Tezi. Kocaeli: Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.

Köse, Aynur, Mustafa Yılmaz (2012). Seçimler ve Değerler. Trabzon: Serander Yayınları.

Lane, Jann Eric , Ersson Svante (2005). Culture and Politics: A Compoarative Approach. England: Ashgate Publishing Limited

Mehmedoğlu, Yurdagül, Ali Ulvi, Mehmedoğlu (2006). Küreselleşme, Ahlak ve Değerler. İstanbul: Litera Yayınları.

Özlem, Doğan (2002). “Değerler Sorununda Nesnelcilik / Mutlakçılık ve Öznelcilik / Rölativizm Tartışması Üzerine.” Ed. Şahabettin Yalçın. Bilgi ve Değer. Muğla Üniversitesi Felsefe Bölümü Sempozyum Bildirileri. Ankara: Vadi Yayınları: 282-312.

Schwartz, S. H (1994)  Are There Universal Aspects in the Content and Structure of Values?, Journal of Social Issues; 50: 19-45.

Schwartz, S.H (2006). Basic Human Values: Theory, Measurement, and Applications. Revue française de sociologie. 47/4 , 929-968.

Schwartz, S. H (2012). An overview of the schwartz theory of basic values. Online Readings in Psychology andCulture International Association for Cross-Cultural Psychology, The Hebrew University of Jerusalem. 2(1), 1-20.

Schwartz, Shalom., Caprara Gian Vittorio, Vecchione Michele vd. (2014). “Basic Personal Values Underlie And Give Coherence To Political Values: A Cross National Study In 15 Countries.” Political Behavior, 36(4): 899-930.

Piurko, Yuval., Schwartz Shalom, Davidov Eldad (2011). “Basic Personal Values and The Meaning of Left-Right Political Orientations in 20 Countries.” Political Psychology, 32(4): 537-561.

Schwartz, S. H. (1996). Value priorities and behavior: Applying a theory of integrated value systems. C.

Seligman, J. M. Olson ve M. P. Zanna, (Der.), The psychology of values: The Ontario symposium, Vol. 8 içinde (1-24). Mahwah, NJ: Lawrence Erlbaum Associates

Yalın, Eroğlu Bahar (2009). Siyasal Değer. Siyasal O/a/lanın İletişimi ve Değer Kabul Ettiklerimiz. Derin Yayınları

Onur Karakaş

Yüksek lisans eğitimini 2015 yılında tamamlayan Karakaş, 2016 yılında Kocaeli Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Halkla İlişkiler ve Tanıtım Anabilim Dalı Doktora programına başlamış ve 2020 yılında mezun olmuştur. Karakaş’ın siyasal iletişim, reklamcılık ve yeni medya üzerine çeşitli akademik dergilerde yayımlanmış çalışmaları bulunmaktadır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir