
Kökleri 20. yüzyılın başlarına kadar uzanan Karabağ meselesi, özellikle Sovyetler Birliği’nin çözülme süreciyle birlikte kronikleşti ve Güney Kafkasya’nın en uzun süreli ihtilaflarından biri haline geldi. Savaş 2020 yılında yeniden patlak verince anlaşmazlık büyük ölçüde Azerbaycan lehine çözümlendi. 44 gün süren çatışmaların ardından Putin’in arabuluculuğunda bir araya gelen Aliyev ve Paşinyan, 9 Kasım 2020’de savaşı sona erdiren mutabakata imza attılar.
Masada ekonomi ve ulaşım koridorlarının açılmasına yönelik de önemli bir karar alındı. Zengezur Koridoru’nun açılması ve Azerbaycan’ın, özerk Cumhuriyeti Nahçıvan ile kara bağlantısına kavuşması konusunda anlaşıldı. Bu koridor, sadece Azerbaycan’ı Nahçıvan’a değil Türkiye’yi Türkistan’a ve Çin’i Avrupa’ya bağlaması açısından da kritik bir öneme sahip. Ancak aradan geçen 5 yıla rağmen koridor, Ermenistan’ın ayak diremesi ve İran’ın baskıları nedeniyle bir türlü hayata geçirilemedi. Ta ki 8 Ağustos 2025 Cuma günü Washington’da yapılan anlaşmaya kadar…
2020’de Karabağ’da yeniden silahlar konuşmaya başladığında ABD, yaklaşan başkanlık seçimleri nedeniyle kendi içindeki çekişmelerle meşguldü. Ülkedeki Ermeni lobisinin baskısına rağmen bölgeye müdahil olmamayı tercih etti. Bölgenin en önemli aktörü Rusya idi. Nitekim savaşın ne zaman ve nerede bitmesi gerektiğini belirleyen de Moskova oldu. Bölgede ortaya çıkan yeni tablo, ilk süreçte Rusya lehine gözüküyordu. Ancak Moskova yönetiminin yanlış politikaları, durumu aleyhine çevirdi. Karabağ’da işgal ettiği topraklardan çekilmek zorunda kalan Ermenistan, mağlubiyetin faturasını Rusya’ya kesti. Erivan yönetimi, savaşta Rusya’dan istediği desteği bulamayınca iki ülke arasındaki ipler iyice koptu. Moskova’nın Erivan üzerindeki hegemonyası hiç olmadığı kadar zayıfladı.
Savaşın ardından Rusya-Azerbaycan ilişkileri de kırılgan bir zeminde ilerledi. Özellikle 2024’ün son günlerinde Azerbaycan’a ait yolcu uçağının Rusya tarafından düşürülmesi, daha sonraki süreçte iki ülkenin birbirlerinin vatandaşlarına yönelik baskı ve operasyonları gerilimi iyice tırmandırdı. Rusya’nın Ukrayna bataklığından bir türlü çıkamaması da Kafkasya’daki nüfuzunun azalmasına yol açtı.
Bölgenin bir diğer gücü İran ise savaşın seyri boyunca ve sonrasındaki süreçte daha çok Erivan yönetiminin yanında konumlandı. Zengezur Koridoru’nun açılmasına açıkça karşı çıktı. Bunun temel nedeni, koridorun hayata geçirilmesinin İran’ın kuzey-güney ticaret hattı üzerindeki stratejik önemini zayıflatma ve bölgedeki jeopolitik dengeleri Azerbaycan ve Türkiye lehine değiştirme ihtimaliydi. Tahran, koridorun açılmasıyla Nahçıvan üzerinden Türkiye ile doğrudan kara bağlantısının sağlanmasının, Ermenistan’ın bölgesel önemini azaltacağı ve İran’ın Kafkasya’daki nüfuzunu daraltacağı kanaatinde. Bu nedenle İran, Azerbaycan’ın artan jeopolitik gücünden çekinerek, süreç boyunca Erivan yönetimiyle daha yakın bir diplomatik çizgi izledi.
Hiç şüphesiz sürecin görünmeyen aktörü ise Çin… Zengezur Koridoru, Çin açısından özellikle Kuşak ve Yol Girişimi (BRI) bağlamında stratejik önem taşıyor. Koridor, Azerbaycan üzerinden Nahçıvan’a, oradan da Türkiye’ye ve Avrupa’ya uzanan kısa bir kara yolu hattı oluşturacağı için, Çin’in Orta Asya’dan gelen yüklerini Rusya’ya bağımlı olmadan Kafkasya ve Anadolu üzerinden Avrupa’ya ulaştırma imkânı sunacak. Bu hat, mevcut Orta Koridor’un bir parçası olarak Taşkent–Bakü–Kars–İstanbul eksenini güçlendirecek ve Çin’in enerji ile ticaret rotalarını çeşitlendirmesine yardımcı olacak.
Bölge ülkeleri, Zengezur konusunda yol katedemeyince bugüne kadar bir türlü Güney Kafkasya’da istediği alanı oluşturmayan ABD, mevcut krizi fırsata çevirdi. Trump, Beyaz Saray’da Aliyev ile Paşinyan’ı ağırlayarak ‘barış elçisi’ rolü üstlendi. Zengezur Koridoru da bir anda ‘Trump Barış ve Refah Rotası’ (TRIPP) oldu. Bu, gerçekten tarihi bir zafer… Ama sadece ABD için…
Bu hamlesiyle ABD, Güney Kafkasya’da Rusya’nın tarihsel, İran’ın ise bölgesel nüfuzunu sınırlandıracak. Diğer taraftan yeni dünya düzeninde Wahington’un en büyük düşmanı Pekin… Koridoru elinde tutan ABD, bu rotayı kendi çıkarlarına göre şekillendirecek ve Çin ile Avrupa’yı birbirine bağlayan koridorun kilidini elinde tutacak.
Türkiye Dışişleri Bakanlığı, Washington’daki üçlü zirveyi “Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki kalıcı barışın sağlanması yolunda kaydedilen bir ilerleme” olarak yorumladı ve “memnuniyet verici” buldu. Fakat Zengezur Koridoru’nda artan ABD etkisi, Türkiye’nin çıkarına tam anlamıyla uygun değil. Bunu zaman daha net gösterecek.
ABD, bugüne kadar gittiği hiçbir yere barış, huzur ve demokrasi götürmedi. Söylemlerini hep bunun üzerine kurgulasa da artık kimse buna inanmıyor. Biraz önce de ifade ettiğimiz gibi ABD’nin hedefi üç büyük düşmanı Rusya, Çin ve İran’ın tam ortasında konumlanmak. Bunu da 99 yıllığına başardı. Güncel tablonun ortaya çıkmasının sebebi ise en başta Rusya ve İran… Moskova, 9 Kasım 2020’de kendi öncülüğünde imzalanan ateşkes anlaşmasının sahada uygulanmasını yani koridorun açılmasını sağlayamadı. İran ise yerinde bir tabirle yağmurdan kaçarken doluya tutuldu. Muhtemelen Tahran yönetimi, Zengezur Koridoru’nun bugüne kadar açılmasını engellediği için pişmandır. Şimdi ABD kontrolünde açılacak koridoru engelleyebilmesi mümkün değil.
ABD’nin koridor aracılığıyla Güney Kafkasya’ya sızması, başta İran, Rusya ve Çin olmak üzere tüm bölge için risk teşkil ediyor. Uzun süredir İsrail ile birlikte Orta Doğu’yu yeniden dizayn etmeye girişen ABD, gözünü Kafkasya’ya da çevirmişti. Şimdi bölgedeki en kilit kaleyi ele geçirdi. Güney Kafkasya’yı zor günler bekliyor. Savaş, Orta Doğu’dan Güney Kafkasya’ya doğru adım adım ilerliyor. ABD’nin bu tarihi zaferinin ve bölge ülkelerinin bu tarihi hatasının Kafkasya’ya yansımasının nasıl olacağını çok yakın bir gelecekte göreceğiz.
TAM olarak Zengezur Koridoru’nun Başladığı Noktadaydık

Toplumsal Araştırmalar Merkezi (TAM) yönetimi olarak Aydın Adnan Menderes Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Mustafa Yılmaz Hocam ve gazeteci Mustafa Çokyaşar ile birlikte 2023 yılının ekim ayında Nahçıvan Ordubat’ta Zengezur Koridoru’nun başladığı noktayı ziyaret etmiştik. Bölge halkı ile sohbet edip koridorun açılması durumunda ortaya çıkabilecek ekonomik, sosyal ve kültürel etkileri yerinde gözlemlemiştik. Koridorun açılacak olması, o dönemde Nahçıvan’da büyük bir heyecan uyandırıyordu. “Zengezur Azerbaycan’dır” deniliyordu. Bugün ABD kontörlündeki bir koridora acaba bölge halkı nasıl bakıyor? İlerleyen süreçte bölgeye yeniden gitmek faydalı olacaktır.